Kalp hastalığı belirtileri
Eskiden yürüdüğüm mesafeleri artık rahat yürüyemiyorum
Nefesim kesiliyor, çabuk yoruluyorum
Yürürken göğsümde bir yanma oluyor
Göğsümde bir baskı, basınç hissi oluyor
Tok karnına yürürken veya elimde yükle yürürken zorlanıyorum
Hızlı yürürken veya yokuş çıkarken göğsümde ağrı, yanma veya
zorlanma oluyor
Yürürken sol kolumda ağırlık ve uyuşma oluyor yoruluyorum.
Kalpteki her ağrı dikkate alınmalı mı?
Kalp, 24 saat durmadan çalışan ve normal bir adaleden daha
fazla oksijene ihtiyaç duyan bir organdır. Damarlardan biri tıkanırsa ve yeteri
kadar oksijen kalbe gitmezse kalp krizi oluşur. Kalp krizi yürürken kalp
ağrıları ile başlayabilir ve sonrasında istirahat ederken de kendisini
gösterebilir. Ağrısız kalp hastaları da (sessiz kalp hastalığı) önemlidir.
Ağrısı olmayan hasta şansızdır. İlk ağrı ile kalp krizi, yaşamı yitirecek kadar
ağır olabilir.
Hangi ağrılar kalp krizini haber veriyor?
Göğüs, boyun, kol, sol bilek ya da parmakta ağrı, baskı
hissi, uyuşukluk ve karıncalanma varsa hemen doktora gidilmelidir. Özetle bu
bölgelerde daha önce olmayan herhangi bir his dikkate alınmalıdır.
Kalp hastalıklarının nedenleri
Kalp ve damar hastalıklarının en az %80 oranında sigara,
hipertansiyon, yüksek kan yağları, ailede kalp hastalığına yatkınlık,
şişmanlık, hareketsiz yaşantı, diyabet gibi klasik risk faktörlerine bağlı
olarak geliştiği bilinmektedir. Bu nedenle bu risk faktörlerinin azaltılması
durumunda, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler %80-90 oranında
azaltılabileceği bilinmektedir. Kadın ve kalp hastalığı ilişkisini anlamak için
bu risk faktörlerinin, kadın cinsiyette nasıl bulunduğuna bakmak aydınlatıcı
olur.
Sigara: Kadınların çalışma hayatında daha fazla aktif rol
almalarıyla birlikte sigara tüketimi de artmıştır. Sigara önlenebilmesi mümkün
olan, en önemli kalp ve damar hastalığı risk faktörüdür. Öyle ki günde 1-4 adet
sigara içen kadınla, hiç içmeyen kadın karşılaştırıldığında içenlerde risk 2
kat daha fazla artmaktadır. Kadınlar sigarayı bırakmada erkeklere oranla, kilo
alma kaygısıyla daha fazla zorlanmaktadır.
Hipertansiyon: Yurt dışındaki araştırmalar hipertansiyonun
erkekte, kadından daha fazla olduğunu göstermektedir. Ancak ülkemizde hemen her
yaş grubunda kadında hipertansiyon erkekten daha sık olarak gelişmektedir. Bunun
en önemli sebebi Türkiye’de kadınlarda şişmanlık ve bunun sonucu metabolik
sendrom, diyabet, insülin direnci gibi hastalıkların daha fazla görülmesidir.
Bu hastalıkların hepsi hipertansiyon oluşumunda ve kan yağlarının bozulmasında
önemli rol oynamaktadır.
Özellikle hareketsiz yaşantı ve egzersiz alışkanlığının
olmaması kilo artışı ve hipertansiyon oluşumu için en önemli sebeplerdir.
Kadınlara özel gebelikte başlayan hipertansiyon da ayrı bir önem taşımaktadır.
Gebelikte başlayan hipertansiyon öyküsü olan kadınların, olmayanlara göre kalp
ve damar hastası olma riski daha yüksektir. Bu nedenle gebelikte tansiyonu
yüksek seyreden kadınların, doğum sonrası daha sıkı izlem altında tutulması
önerilir.
Kan yağlarının yükselmesi: Orta yaşlı sağlıklı bir kadında
kolesterolün 200 mg/dl’nin üzerinde olması, iyi huylu kolesterol olan HDL’nin
50 mg/dl’nin altında olması, kalp ve damar hastalık riskini arttırır. HDL
kolesterolü östrojen hormonu nedeniyle kadında erkekten daha yüksek oranda
bulunur ve bu sebeple daha koruyucudur. Ancak kilo artışı ve hareketsiz
yaşantı, sigara tüketiminin artması HDL kolesterolünün başlıca düşmanıdır.
Damar tıkanıklığından sorumlu olan kötü huylu LDL kolesterolünü düşük düzeyde
tutabilmek için, sadece yeme içme konusunda dikkatli olmak yeterli
olamamaktadır
.Kalp ve damar hastalıkları neden kadınlarda daha fazla
görülüyor ?
Bulguların daha hafif belirtilerle başlaması nedeniyle daha
geç evrede teşhis edilmektedir.
Kadınlarda hastalığı araştırmaya yönelik yapılan testler
erkeklere göre daha yanıltıcı sonuçlar vermektedir.
Kadınlarda risk faktörleri, erkekte olduğunda daha fazla
hastalık riskini arttırmaktadır.
Kalp ve damar hastalığı olan kadınlar erkeklere oranla daha
fazla ölmektedir.
Kalp ve damar hastalıkları çok yavaş ve sinsi ilerleyen bir
hastalık olup bu nedenle hastalığı önleme de en önemli yöntemin risk
faktörlerinin kontrolü olduğu unutulmamalıdır.
Düşen tansiyonu yükseltmek için ne yapabilirim?
Göz kararması, baş dönmesi, ani bir halsizlik ve ter
boşalması gibi durumlar tansiyon düşüklüğünde olabilir. Tansiyon düşmesine
bağlı yakınmalar olduğunda hemen oturur ve mümkünse yatar pozisyonda
ayaklarınızı baş seviyenizden yukarı kaldırın. Kendinizi iyi hissedene kadar
ayağa kalkmaya çalışmayın.
Eğer tansiyon ilacı kullanıyorsanız bu durumdan doktorunuzu
haberdar edin ve ilaçlarınızı gözden geçirin. Bol miktarda sıvı almaya özen
gösterin. Çok fazla tuz kaybınız olmuşsa tuz alımınızı arttırın. Kendinizi iyi
hissettiğinizde hemen ayağa kalkmayın. Önce biraz oturun sonra destek alarak
ayağa kalkın.
Yükselen tansiyonu düşürmek için ne yapabilirim?
Tansiyon yükselmesi durumunda önce panik olmayın. Heyecan ve
sinirlilik tansiyon düşüşünü engeller. Gerilimli bir ortamdaysanız sakin ve
temiz hava alabileceğiniz gevşeyebileceğiniz bir yere geçin ve sakin sakin
nefes alın. Tansiyon düşürmek için kullanılan dilaltı hapını dil altına koyun
ve 30 dakika sonra tekrar tansiyonunuzu ölçün.
0 yorum:
Yorum Gönder